Obezite ve sertleşme bozukluğu
Prof. Dr. Muammer Kendirci anlatıyor…
Obezite nedir?
Fazla kilo ve obezite varlığına beden kitle indeksine (BKİ) göre karar verilir. Beden kitle indeksi ise ağırlığın boun karesine bölünmesiyle ortaya çıkan rakamdır. Buna göre; indeksi 17−25 arasında olan erkekler normal kilolu, 25−30 arasındakiler fazla kilolu, 30−40 arası olanlar obez, 40 ve üzerindekiler ise morbid obez olarak kabul edilebilir.
Dünyada obezite giderek yaygınlaşıyor…
ABD’de yapılan araştırmalara göre halkın 3’te 2’sinin fazla kilolu, yaklaşık 12 milyonunun ise hastalık derecesinde şişman yani morbid obez olduğu biliniyor. Son 10 yılda obezite oranının %33 arttığı söyleniyor ve obezitenin önümüzdeki 20 yıl içinde dünyadaki en önemli sağlık sorunu olması bekleniyor.
Çin’de 1989’da çocukluk dönemi obezite oranı %1,5 iken, Batı tarzı beslenmenin yayılmasıyla birlikte bu oranın 1997’de %12,6’ya, erişkinlerde ise %14,6’dan %28,9’a çıktığı bildiriliyor. Obezitenin belirtisi olan beden kitle indeksi 20 ile 24 arasında olan bir erişkine göre 35 ve üzerinde olan bir erişkinin sağlık harcamaları %44 oranında artış gösteriyor. Ayrıca obezite, yaşam beklentisini kadınlarda dokuz, erkeklerde ise 12 yıl kısaltıyor. Kansere bağlı ölümlerinin erkeklerde %14’ünün kadınlarda ise %20’sinin obeziteyle ilintili olduğu bildiriliyor.
Ülkemiz obezite konusunda risk altında
Ülkemizde Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Obezite ve Lipid Hipertansiyon Grubu tarafından 10 binden fazla kişi üzerinde yapılan üç yıllık araştırma sonuçlarına göre 20 yaş üzerindeki her 100 kadından 40’ının ve her 100 erkekten 20’sinin obez olduğu açıklanıyor. Türk Androloji Derneği’nin 40 yaş üzerindeki yaklaşık 2.760 erkekte yaptığı çalışmada ise erkeklerin % 49’unun fazla kilolu ve %19’unun da obez olduğunu ortaya koyuyor. Yani her 3 erkekten 2’si fazla kilolu ya da obez. Dolayısıyla fazla kilo veya obezitenin, yalnız dünya için değil, ülkemiz için de ciddi bir sorun haline geldiği görülüyor. Ülkemize uygun beslenme biçimi yerine Batı tipi beslenme şeklinin giderek yaygınlaşması, obeziteye bağlı ortaya çıkan komplikasyonları artırıyor. Dolayısıyla, bu durumun yol açtığı sağlık bakım hizmetleri ve harcamaları da ciddi şekilde artıyor.
Alınan her fazla kilo sertleşmeyi daha çok bozuyor…
Obezite, hem kendisi, hem de neden olduğu insülin direnci, diyabet, metabolik sendrom ve testosteron düzeyinde azalma gibi sonuçlarıyla sertleşme bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Yine fazla kilo veya şişmanlıkla sertleşme sorunu arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır.
Fazla kilolu olmak ve obezite, doğrudan kendisi veya yol açtığı diyabetik ve metabolik komplikasyonlar nedeniyle sertleşme bozukluğu açısından risk oluşturur. Beden kitle indeksi normal olan erkeklerle karşılaştırıldığında, fazla kilolu yani beden kitle indeksi 25−30 arasında olanlarda sertleşme sorunu riski 1,5 kat, obezlerde yani beden kitle indeksi 30 üzerinde olanlarda sertleşme sorunu riski 3 kat artar. Ayrıca, bel/kalça çevresi oranı ve abdomen çapı yüksek olanlarda yaştan bağımsız olarak ereksiyon bozukluğu daha fazla görülür. Obeziteye diyabetin eşlik etmesi mevcut riski daha da artırır. Genellikle obeziteye sedanterlik, yani hareketsizlik veya düşük düzey fiziksel aktivitede bulunmak da eşlik eder. Bu durum sertleşme sorununun gelişme riskini daha da artırmaktadır.
Daha iyi ereksiyon için fazla kilolarınızdan kurtulun!
Yapılan bilimsel çalışmalarda, hem diyabetik obez, hem de diyabetik olmayan obez hastalarda kilo vermenin, sertleşme üzerine olumlu etki sağladığı gösterilmiştir. Günlük ortalama 900 kcal diyetin sağlayacağı ortalama %10’luk bir kilo kaybının, sertleşme sorunu olan erkeklerin en az %25−30’unda sertleşme sorununu tamamen ortadan kaldırabileceği, geri kalan bazı hastalarda da ereksiyon bozukluğunu hafifletebileceği, dolayısıyla ağızdan ilaç tedavisine yanıt verir hale getirilebileceği ortaya konmuştur. Fazla kilosu olan erkeklerde, verilen her kilo ereksiyonu daha iyi hale getirecektir.